Araştırmalarda Ölçüm İşlemlerinin Önemi
Vildan SÜMBÜLOĞLU, Kürşat AKYÜZ, Kadir SÜMBÜLOĞLU
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Biyoistatistik Anabilim Dalı, ANKARA
GİRİŞ
Bir araştırmadan elde edilecek sonuçların sağlıklı ve geçerli olmasını sağlayan önemli etkenlerden birisi de araştırıcının incelediği konuyu ölçebilecek en uygun ölçüyü ve ölçüm aracını bulması ve ölçüm işlemlerini uygun biçimde yürütebilmesidir.
Araştırıcı, araştırmaya başlamadan önce neyi ölçeceğini belirlemelidir. Daha sonra ölçüm aracının ne olacağına, ölçümleri kimin yapacağına, ölçüm işlemlerinin nasıl ve hangi koşullarda yürütüleceğine karar vermelidir. Bu nedenle dikkatli ve ayrıntılı bir plan hazırlanmalıdır. Örneğin halkın sağlık davranışlarını ölçmek isteyen bir araştırıcı, önce sağlık davranışlarının ne olduğunu saptamalı ve bunları tanımlamalıdır. Sonra bu davranışları hangi sorularla öğrenebileceğini, soruları halka hangi yolla soracağını ve bu davranışları nasıl ölçeceğini kararlaştırmalıdır.
ÖLÇÜM ARAÇLARI
Bazı ölçüm araçları herhangi bir özelliği doğrudan ölçerken bazıları da dolaylı olarak ölçmektedir. Örneğin ağırlık, uzunluk, derinlik, ısı, nem vb. ölçen araçlar birer doğrudan ölçüm aracı iken bilgi, tutum ve davranış ölçen sorular ve gözlem de birer dolaylı ölçüm aracıdır. Ölçüm araçları aşağıda sıralanmıştır:
• Uzunluk, yükseklik ve derinlik ölçen araçlar
• Isı, nem ve basınç ölçen araçlar
• Yoğunluk ölçen araçlar
• Hız ve zaman ölçen araçlar
• Miktar ölçen araçlar
• Bilgi, tutum ve davranış ölçen araçlar
• Gözlem
ÖLÇÜM ARACININ TAŞIMASI GEREKEN ÖZELLİKLER
Bir ölçüm aracı belirli özellikler taşımalıdır. Bu özellikler ölçümün doğru, tutarlı ve güvenilir olmasını sağlayan önemli faktörlerdir. Bir ölçüm aracından beklenen özellikler aşağıda tartışılmıştır.
• Uygun bilgi üretmelidir.
İncelenen konuyu açıklığa kavuşturabilen ya da soruna çözüm getirebilen bir ölçüm aracı uygun bilgi üreten yani doğru seçilmiş bir ölçüm aracı olarak kabul edilir.
• İncelenen konunun özelliğine uygun olmalıdır.
Ölçüm aracı incelenen konunun özelliğine uygun olarak seçilmelidir. Uygun ölçü seçiminde aşağıdakilere benzer tartışmaların yapılması yararlı olur:
Ölçülecek konuya uygun veri toplama yöntemi seçilmiş midir? İncelenecek konu anket yöntemiyle mi, gözlem yöntemiyle mi, yoksa katılarak gözlem yöntemiyle mi daha iyi ortaya çıkarılabilir?
• Soru kâğıdı kullanılacak ise bu kez soruların özelliklerine dikkat etmek gerekir.
• Bebeklerin vücut ağırlığını ölçmek için el kantarı uygun bir araç olabilir mi? Duyarlı bir ölçüm için kefeli terazi mi, yoksa elektronik teraziler mi daha uygundur?
• Bir nesnenin uzunluğunu ölçmek için plastik cetvel mi, madeni cetvel mi, yoksa elastik bir maddeden yapılmış mezur mu daha uygun bir araçtır?
• Kandaki hemoglobin miktarını ölçmek için sahle yöntemi mi, yoksa elektronik spektrofotometri mi daha uygundur?
Yukarıdaki tartışmaların yapılması, ölçümün hem doğruluğu hem de uygunluğu yönünden gereklidir. Örneğin, hemoglobin ölçümünde elektronik spektrofotometri duyarlı bir ölçüm aracıdır. Ancak sağlık ocağı koşullarında uygun bir araç olmayabilir. Çünkü, sağlık ocağında elektrik olmayabilir, voltaj düşük olabilir ya da sağlık ocağı için çok pahalı bir araç olabilir.
• Güvenilir bilgi üretmelidir.
Bir ölçümün güvenirliği aynı ölçüm aracıyla, aynı koşullar altında, aynı nesneden, aynı yanıtın alınmasıdır. Yani ölçüm tutarlı olmalıdır. Örneğin, aynı metre ile aynı koşullar altında bir kişinin boyu her ölçüldüğünde (çok küçük farklılıklar dikkate alınmazsa) aynı uzunlukta bulunmalıdır. Yine bir kişi bir soruya aynı koşullar altında fakat değişik zamanlarda aynı yanıtı vermelidir.
Aynı işlevi yerine getiren ölçüm araçlarının aynı konuda aynı sonucu vermeleri gerekir. Ölçüm sonuçları arasında bir fark olması ölçüm sonucunun güvenirliğini ortadan kaldırır. Örneğin bir insanın hemoglobin ölçümü aynı anda iki farklı ölçüm aracı ile yapıldığında sonucun aynı olması gerekir. Hemoglobin değeri belli faktörler ve zaman içinde değişim gösterir. Dolayısıyla farklı ölçüm araçları ile yapılan tahlil sonucunun farklı değerler içermesi ölçüm araçlarının ya birinin doğru sonucu verdiğini ya da tüm ölçüm araçlarının hatalı ölçüm yaptığını gösterir. Bu durumda güvenilir bir ölçüm aracı ile ölçümün yeniden yapılması gerekir.
Herhangi bir davranışı ölçerken yanıtlayıcı aynı koşullarda aynı soruya bir kez evet, bir kez hayır yanıtı veriyorsa bu ölçüm güvenilir olamaz.
• Geçerli bilgi üretmelidir.
Ölçüm sonucu bireyler ya da gruplar arasında bir farklılık gözlenebilir. Bu farklılık her zaman gerçek farklılık değildir. Yine, ölçüm sonucu bireyler ya da gruplar arasında bir farklılık gözlenmediğinde bu farksızlık da gerçek olmayabilir. Gözlenen farklılık ya da farksızlık gözlemci hatası, ölçüm aracı hatası, ölçümcü hatası, kayıt hatası, ortam değişikliği vb. sonucu ortaya çıkmış olabilir. Bir ölçüm aracının geçerliliği, gerçek farklılığı ya da durumu yansıtmasıdır. Bu nedenle elde edilen sonucun gerçek durumu yansıtmasını ve bu durumun başka nedenlere bağlı olmamasını bekleriz.
İncelenen değişkenin gerçek durumunu bilemediğimiz için geçerliliği doğrudan saptama olanağı yoktur. Çoğu kez bir ölçümün geçerliliği diğer benzer olaylarla uygunluk sağlamasıyla değerlendirilir.
Geçerliliği ya da güvenirliği bilinmeyen bir ölçüm aracını araştırmada kullanmadan önce güvenirliğini kesinlikle ölçmek gerekir. Bunu sonradan yapmanın bir yararı yoktur. Güvenilir olmayan bir araçla araştırmayı sürdürmektense aracı geliştirinceye kadar araştırmaya ara vermek daha uygun bir davranış olur.
• Duyarlılık ve seçicilik yeteneği olmalıdır.
Kullanılacak ölçüm aracının ne derece duyarlı ve seçici ölçüm yaptığını denemek için geçerliliği ve güvenirliği bilinen bir ölçüm aracıyla karşılaştırmak gerekir. Örneğin, toplumda psikiyatrik morbiditenin saptanabilmesi için örnekleme alınan her bireyle psikiyatrik görüşme yapmak çok zordur. Bu amaçla yapılacak araştırmalarda iki aşamalı tarama yöntemi kullanılmaktadır. İlk aşamada örnekleme alınan bireylere bir tarama anketi uygulanır. Anket sonucuna göre seçilen bireylerle psikiyatrik görüşme yapılır. Böyle bir araştırmada kullanmak üzere geliştirilen sağlık anketinin duyarlılık ve seçicilik yeteneklerinin araştırılması gerekir. Bunun için seçilecek bir grup bireyin her birine önce geliştirilen sağlık anketi uygulanır, sonra psikiyatrik görüşme yapılır. Burada psikiyatrik görüşme sonucu kesin (standart) kabul edilerek geliştirilen sağlık anketi sonucu bu sonuçla karşılaştırılır. Bu karşılaştırma sonuçları bir tabloya kaydedilir (Tablo 1) ve istatistiksel yönden yöntemler arası farklılık incelenir.
Bir testin duyarlılık yeteneği gerçek pozitif olguların ne kadarını doğru pozitif olarak ayırdedebildiğidir. Diğer bir deyişle, gerçekten hasta olanların ne kadarını doğru olarak saptayabildiğini gösterir. «1- duyarlılık yeteneği» yanlış negatif oranı olarak tanımlanır. Yapılan testin gerçekten hasta olanların ne kadarını yanlışlıkla sağlam olarak nitelediğini gösterir.
Seçicilik yeteneği ise gerçek negatif olguların en kadarını doğru negatif olarak seçebildiğidir. Diğer bir deyişle, gerçekten sağlam olanların ne kadarını doğru olarak saptayabildiğini gösterir. «1-seçicilik yeteneği» yanlış pozitif oranı olarak tanımlanır. Yapılan testin gerçekten sağlam olanların ne kadarını yanlışlıkla hasta olarak nitelediğini gösterir.
Bir testin duyarlılığı yüksek iken seçiciliği düşük ya da tam tersi olabilir. Doğal olarak kullanılacak testin duyarlılık ve seçicilik yeteneklerinin yüksek olması beklenir. Ancak, duyarlılık ve seçicilik yeteneklerinin ne olması gerektiği ve bunların arasındaki denge tümüyle kullanılacak testin amacına bağlıdır.
Yukarıda verilen örnekte kullanılacak sağlık anketinin duyarlılığının yüksek olması gerekir. Seçiciliğinin düşük olmasının bir sakıncası yoktur.
Bir soruya alınan yanıtların sınıflandırılması da duyarlılık yönünden incelenebilir. Örneğin, bir olay hakkında bir kişinin görüşünü “uygun-uygun değil” olarak iki sınıfta toplarsak çok kaba bir ölçü geliştirmiş olabiliriz. Daha iyi bir ölçü “uygun-uygun değil-fikrim yok” olabilir. Belki daha da iyi bir ölçü “çok uygun-orta derecede uygun-az uygun-uygun değil-fikrim yok” şeklinde ayrıntılı olarak sınıflandırmak olabilir. Ayrıntılı sınıflama kişiye düşüncesini daha iyi belirtme olanağı sağlayabilir.
• Doğru bilgi üretmelidir.
Değişmez ve raslantıya bağlı hatalardan arındırılmış bir ölçüm doğru bilgi üretmek için gereklidir. Değişmez ve raslantıya bağlı hatalar aşağıda açıklanmıştır.
ÖLÇÜM FARKLILIKLARININ NEDENLERİ
Ölçüm, gerek ölçülen değişkeni gerek ölçüm işlemlerini az ya da çok etkileyen birçok etkenin etkisi altında yapılan bir işlemdir. Yapılan ölçümlerdeki değişimin (varyasyon) bir kısmı bireyler arasındaki gerçek farklılıklara, bir kısmı ise ölçüm hatalarına bağlıdır.
İdeal ölçümde tüm farklılıkların incelenen değişken yönünden bireyler arasındaki farklılıktan olması, diğer faktörlerin katkıda bulunmaması beklenir. Örneğin, herhangi bir konuda bireylerin görüşünü öğrenmek istediğimizde ortaya çıkacak farklılıkların yalnız onların gerçek görüşlerinden ileri gelmesi gerekir. Yoksa çeşitli etkiler nedeniyle ortaya çıkan farklılıklar hiçbir zaman gerçeği yansıtamaz.
Ölçüm hatalarına bağlı değişimleri, değişmez (sistematik) ölçüm hataları ve rastlantıya bağlı ölçüm hataları ortaya çıkarır. Değişmez hatalar genellikle ölçüm aracının yapım hatalarından ya da bozukluğundan ileri gelir. Örneğin, bir cetvel hatalı olarak 1 mm kısa ya da uzun yapılmış ise her ölçümde bu değişmez hata yapılacaktır. Rastlantıya bağlı ölçüm hataları ise geçici etmenlere bağlı olan ölçüm hatalarıdır. Ölçümü etkileyen bu hatalar genellikle ölçüm ortamından, ölçüm işlemlerinden, yanıtlayıcının ve araştırıcının yanılgılarından kaynaklanır.
Bu hata kaynakları özetle şunlardır:
1. Kişisel Sürekli Etmenler
Kişinin değişmeyen ya da çok az değişen kimi özellikleri ölçümleri etkileyebilir. Örneğin yaş, cinsiyet, zeka düzeyi, eğitim düzeyi, bilgi düzeyi, sosyal sınıf gibi özellikler bireyin davranışlarında ya da ölçümlerinde değişiklik yapabilir.
2. Kişisel Geçici Etmenler
Sağlık, ruhsal durum, yorgunluk, zindelik gibi kısa zaman birimleri içinde değişiklik gösteren durum ya da koşullar ölçümleri etkileyebilir. Örneğin, yorgun bir kişi soruları bir an önce geçiştirmek için baştan savma yanıtlar verebilir ya da yorgun bir kişinin fiziksel muayene bulguları farklı olabilir. Uygun ortam ve durumun sağlanmasıyla bu etmenler ortadan kaldırılabilir.
3. Ortamdan Gelen Etkiler
Ortamdan gelen etkiler ölçümlerde büyük farklılıklar ortaya çıkarabilir. Ortam ölçüm yapmaya uygun duruma getirilmeden ölçüme başlanmamalıdır. Örneğin, eşi ya da kayınvalidesi yanında iken gelinle görüşme yapmak kendisinin doğru olmayan yanıtlar vermesine neden olabilir.
4. Tekdüze Olmayan Uygulama
Tekdüze olmayan koşullarda yapılan ölçümler farklılıklar ortaya çıkarabilir. Örneğin, görüşmecinin kendiliğinden soru eklemesi, gereksiz açıklamalar yapması, sırayı değiştirmesi, kelimeleri değiştirmesi ya da laboratuvar deneyinin değişik ortamlarda yapılması durumunda elde edilen ölçümler farklı olacağı gibi bu yolla elde edilen verilerin karşılaştırılması da mümkün olmayabilir.
5. Ölçüm Aracının Açık Olmaması
Denek soruyu iyi anlamazsa ya da yanlış yorumlarsa beklenmeyen bir yanıt verebilir. Bu değişim incelenen karaktere ait bilgi ya da düşünce farklılıklarına bağlı değil, doğruca sorunun iyi anlaşılmamasına bağlıdır. Soru cümlesi uzun olabilir, kelimeler iyi seçilmemiş olabilir.
6. Mekanik Etmenler
Yanlış yanıtı işaretleme, okunaklı yazmama, yer darlığı nedeniyle yanıtı tam yazamama, sayfa ya da soru atlama, ani voltaj düşüklüğü gibi mekanik kimi hatalar ölçümü etkileyebilir.
7. Verilerin Analizinde Yapılan Hatalar
Puanlama, tablo yapımı, hesaplama hataları ölçümü büyük oranda etkileyebilir.
ÖLÇÜM İŞLEMLERİNİN PLANLANMASI
Yukarıda da belirtildiği gibi bir araştırmada yapılacak ölçümlerin doğruluğunu olumsuz yönde etkileyebilecek çok sayıda hata kaynağı vardır. Bu hata kaynakları yapılacak ölçüme, veri toplama yöntemine, ölçüm yapacak kişiye, ölçüm ortamına vb. göre farklılık göstermektedir. Bu nedenle araştırıcı planlama aşamasında tüm ölçüm işlemlerini çok iyi düşünerek planlamalıdır. Bu aşamada aşağıdakilere benzer sorular düşünülmeli ve yanıtlanmalıdır:
• Saptanan ölçüm aracı, taşıması gereken özellikleri taşıyor mu?
• Saptanan ölçüm aracı, ölçüm yapılacak ortamın koşullarına uygun mu?
• Ölçümleri kim yapacaktır?
• Ölçümleri yapacak kişinin tarafsız olması nasıl sağlanacaktır?
• Ölçüm yapacak kişi sayısı tek değil ise bu kişilerin standart ölçüm yapması nasıl sağlanmalıdır?
• Ölçümler hangi ortamda ve koşullarda yapılacaktır?
• Ölçüm ortamının ve koşullarının standart olması için gereken önlemler nelerdir?
• Ölçümü etkileyebilecek etkenler nelerdir? Bunların etkisini en aza indirebilecek önlemler neler olabilir?