6-17 Yaş Okul Çocuklarında Kırma Kusuru ve Renk Körlüğü
Burhanettin IŞIKLI, Cemalettin KALYONCU, Selma METİNTAŞ, Didem ARSLANTAŞ, Alaettin ÜNSAL
Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi, Halk Sağlığı Anabilim Dalı, ESKİŞEHİR
ÖZET
Bu araştırma, Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi eğitim araştırma bölgesinde 6-17 yaşlarını kapsayan okul çocuklarında görme keskinliği kusurlarının ve renk körlüğünün ne sıklıkta görüldüğünü saptamak amacı ile planlandı. Çalışma 3 ilçe ve 2 beldede yer alan tüm ilköğretim ve ortaöğretim kurumlarında Ekim 1996 ile Mayıs 1997 tarihleri arasında yapıldı. Bu okullara devam eden 6163 öğrencinin 5951’ine (%96.6) ulaşılarak görme keskinliği ve renk körlüğü muayeneleri (Snellen eşeli ve Ishihara’nın pseudoizokromatik kartları ile) yapıldı. Hem erkeklerde, hem de kızlarda yaş ilerledikçe kırma kusuru şüphesi artmaktaydı. Cinsler arasında kırma kusuru bakımından anlamlı bir fark bulunamadı. Gözlük kullanma oranı kızlarda erkeklerden ve 12-17 yaş grubunda, 6-11 yaş grubundan anlamlı derecede yüksek bulundu. Erkeklerin %5.5’inde, kızların ise %0.8’inde renk körlüğü tesbit edildi. Görme taramalarının durum saptama çalışmaları niteliğinden kurtarılıp, gerekli olguların tedavisi ile ilgili olanakların da sağlanması ve renk körü olan çocukların okul ve ailelerine bildirilerek meslek seçimi konusunda yönlendirilebileceği vurgulandı.
Anahtar Kelimeler: Okul çocukları, kırma kusuru, renk körlüğü
SUMMARY
Refractive Errors And Color-Blindness in School Children Between the Ages of 6 and 17
The aim of this study was to determine the frequency of refractive errors and the frequency of color-blindness in school children between the ages of 6 and 17 in the Osmangazi University research-training area. The study was carried out in all primary schools and secondary schools in 3 districts and 2 subdisdricts between October 1996 and June 1997. 5951 (96.56%) of the 6163 students enrolled in these schools were examined on refractive errors and color-blindness by using Snellen scale and Ishihara test cards. It was found that the refractive errors increase with age in both boys and girls. No significant difference was found between girls and boys in means of refraction error. The proportion of individuals wearing glasses was higher in girls than boys and it was higher in the age group of 12-17 than 6-11 age group. Color-blindness was determined in 5.5% of boys and in 0.8% of girls. The eye examinations should go beyond case studies and there should be oppurtunities in cure. It is emphasized the schools and families of color-blind children should be informed and that these children can be guided in the choice of their professions.
Key Words: School children, refraction disorders, color-blindness
GİRİŞ
Okul, belirli yaş gruplarının toplu bulunduğu yerler olduğundan, buralarda sağlık taramaları üzerine önemle eğilinmesi gereken bir konudur. Öğrenim boyunca önemi en fazla olabilecek organlardan biri de gözdür. Yeterince dikkat edilmezse bu konu okul başarısızlıklarına, hatta büyük psikolojik, sosyal ve ekonomik zararlara neden olabilmektedir (1). Ergin ve ark. (2) yaptıkları bir araştırmada görme kusuru yeni belirlenen öğrencilerle, görme kusuru olmayan öğrencilerin okul başarıları arasında önemli fark bulmuşlardır. Okul yıllarıyla birlikte giderek görme kusuru sıklığının da arttığı gösterilmiştir (3).
Eğitim araştırma bölgemizdeki 6-17 yaşlarını kapsayan okul çocuklarında kırma kusuru ve renk körlüğü şüphesinin ne sıklıkta görüldüğünü saptamak amacı ile bu araştırma planlandı.
GEREÇLER ve YÖNTEM
Çalışma Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi eğitim araştırma bölgesinde bulunan 3 ilçe ve 2 beldede yer alan tüm ilköğretim ve ortaöğretim kurumlarında Ekim 1996 ile Mayıs 1997 tarihleri arasında yapıldı. Bu okullara devam eden 6163 öğrencinin 5951’ine (%96.6) ulaşılarak görme keskinliği ve renk körlüğü muayeneleri yapıldı.
Kırma kusuru tesbiti için Snellen’in ondalıklı E eşeli kullanıldı (4). Muayeneler gün ışığı ve floresan ışığı ile aydınlatılmış odalarda yapıldı. Eşelde 8/10, 9/10 ve 10/10’luk görmeler normal kabul edildi. Bunun altındaki görmeler kırma kusuru (şüphesi) olarak değerlendirildi. Gözlük kullanan öğrencilerin gözlükleri çıkarıldı ve eşeli gözlüksüz okumaları istendi.
Renk körlüğü tesbiti için Ishihara’nın pseudoizokromatik kartları kullanıldı (5). 5. kartı 21 okuyanlar, 7. ve 8. kartları okuyamıyanlar ve 9. kartı 2 okuyanlar kırmızı-yeşil renk körü (şüphesi) kabul edildi.
Sonuçların değerlendirilmesinde ki-kare testi uygulanmıştır.
Kırma kusuru şüphesi olanlara II. basamak sağlık kuruluşlarında muayene olmaları tavsiye edildi. Öğretmenlerle görüşmeler yapılarak göz kontrol muayenelerinin önemi vurgulanmış ve öğrencilerin II. basamak sağlık kuruluşlarına başvurularının izlenmesi istenmiştir. Ayrıca öğretmenlere renk körlüğü şüphesi olan öğrenciler bildirilmiş ve öğrenci ile anne ve babalarına yapılması gereken eğitim konusunda bilgi verilmiştir.
BULGULAR
Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi eğitim araştırma bölgesindeki 3 ilçe ve 2 beldede bulunan ilköğretim ve orta öğretim kurumlarının tümüne devam eden toplam 6163 öğrenciden 5951’ine (%96.6) ulaşıldı.
Taramanın yapıldığı bölgelerde araştırma grubunu oluşturan öğrencilerin yaşlarına ve cinslerine göre dağılımı Tablo 1’de verilmiştir.
Taranan öğrencilerin %56.2’si erkek, %43.8’i kızdı. Yaş gruplarına bakıldığında ise %45.5’i 6-11, %54.5’i 12-17 yaş grubunda idi (ilkokul sonrası öğrenime köylerden katılanlar olduğu için 12-17 yaş grubu daha kalabalıktır).
Tarama grubunda kırma kusuru şüphesinin yaş ve cinslere göre dağılımı Tablo 2’de verilmiştir. Araştırma grubundaki erkeklerin %13.6’sında, kızların ise %15’inde kırma kusuru şüphesi saptandı. Yaş gruplarına bakıldığında 6-11 yaş grubundaki erkeklerin %11.5’inde, kızların %13’nde, 12-17 yaş grubunda ise erkeklerin %15.2’sinde kızların %16.8’inde kırma kusuru şüphesi saptandı. Gözlük kullanan öğrencilerin yaş, cinsiyet ve kırma kusuru şüphesi özelliklerine göre dağılımları Tablo 3’de verilmiştir.
6-11 yaş grubundakilerin %2.1’i, 12-17 yaş grubundakilerin %6.2’si, erkeklerin %3.6’sı, kızların ise %5.3’ü gözlük kullanmaktaydı. Kırma kusuru şüphesi olanların %27.6’sı, kırma kusuru şüphesi olmayanların %0.5’i gözlük kullanmaktaydı.
Taranan öğrencilerin renk körlüğü şüphesi bakımından cinsiyete göre dağılımları Tablo 4’de verilmiştir. Erkeklerin %5.5’inde, kızların ise %0.8’inde renk körlüğü şüphesi tesbit edildi.
TARTIŞMA
Şenol ve ark. (6) Edirne ili merkez ve merkez köy ilkokullarında toplam 11170 çocukta yaptıkları çalışmalarında kırma kusurunu %4.5 olarak tesbit etmişlerdir. Bizim çalışmamızda bu oran %14.2 olarak bulundu. İdil ve ark.’nın (7) 279 çocukta yaptıkları araştırmalarında görme keskinliği tam olmayan çocukların hepsini şüpheli kabul etmişler ve bu oranı %33.69 olarak bildirmişlerdir (7). Jami ve ark’nın 724 çocukta yapılan araştırmalarında bu oran erkekler için %33.7, kızlar için %36.9 olmak üzere %35.2 olarak tesbit edilmiş, ametropi saptanan erkek ve kız gruplarında dağılımın cinsiyetle bir ilişkisi olmadığı sonucuna varmıştır (8). Bizim çalışmamızda 6-11 yaş grubunda kırma kusuru şüphesi erkeklerin %11.5’inde, kızların %13.0’ında gözlenirken, 12-17 yaş grubunda erkeklerin %15.2’sinde, kızların ise %16.8’inde tesbit edildi. Hem erkeklerde (p<0.01) hem de kızlarda (p<0.01) yaş ilerledikçe kırma kusuru şüphesi artmaktaydı. Kırma kusuru şüphesi sıklığında erkek ve kızlar arasında anlamlı bir fark bulunamadı (p>0.05).
Elçioğlu ve ark.’nın (1) 14178 öğrencide muayene eden ile muayene edilen arasındaki iletişimi en aza indiren daha hassas ve özgül bir yöntem olan Screenoscope ile yaptıkları taramada tesbit ettikleri %3.5 oranı bizim sonuçlarımızdan oldukça düşüktür (1).
İlker (9) 15 yaşında emetrop kabul edilen 1449 kişinin 422’sinde (%28.8) 4 yıl sonraki muayenede kırma kusurunun geliştiğini tesbit etmiştir.
Turaçlı ve ark.’nın 5-12 yaş arasındaki 23810 öğrenciyle yaptıkları çalışmalarında kırma kusurunu %13 olarak tesbit etmişler ve kusurun anlamlı olarak kızlarda daha fazla görüldüğünü bildirmişlerdir (10). Zilelioğlu ve ark.’nın yaptığı bir çalışmada ise cinsiyetler arasında önemli fark tesbit edilememiştir (11).
Hemen hemen bütün çalışmalarda görme keskinliği ile ilgili kusurların sıklığında yaş ile artışın varlığı ortaya konabilmişken, cinsiyetle alakalı farkta böylesi bir ortak sonuç paylaşılmamaktadır.
6-11 yaş grubunda kırma kusuru şüphesi bulunan 169 erkek öğrenciden 28’i (%16.6), 161 kız öğrenciden 28’i (%17.4) gözlük takmaktaydı. 12-17 yaş grubunda ise 285 erkek öğrenciden 93’ü (%32.6), 230 kız öğrenciden 109’u (%47.4) gözlük kullanmaktaydı. Kızlarda gözlük takma oranı erkeklere göre anlamlı derecede yüksek bulundu, p<0.01). 12-17 yaş grubunda gözlük takma oranı 6-12 yaş grubuna göre daha fazla idi (p<0.01). Bu durum yaşla kırma kusurunda gözlediğimiz artışın doğal sonucu olsa gerektir.
Çalışmamızda erkeklerin %5.5’inde, kızların ise %0.8’inde renk körlüğü tesbit edildi. Şenbabaoğlu ve Altuğ (12) Haydarpaşa Askeri Hastanesi’ne başvuran 4327 kişideki çalışmalarında erkeklerde renk körlüğünü %7.5 oranında saptamışlar. Tümerdem ve ark.’nın 6644 erkek ve 5859 kız öğrenci üzerinde yaptıkları çalışmalarında erkek öğrencilerin %5.49’unda, kız öğrencilerin ise %0.16’sında renk körlüğü tesbit etmişlerdir (13). Reboto ve Calderon (14) İspanya’da 392 öğrencide yaptıkları çalışmada renk körlüğünü erkeklerde %4.02, kızlarda %0.46 olarak tesbit etmişlerdir.
SONUÇ ve ÖNERİLER
Eğitim araştırma bölgemizde tesbit ettiğimiz oranlar okul sağlığı hizmetleri içinde göz sağlığının önemini ortaya koymaktadır. Bu bilgilerin ışığında okul sağlığı kapsamında görme taramaları çalışmaları, özellikle görme keskinliği ölçümünü içeren bir biçimde sürekli bir hizmet haline getirilmelidir. Çünkü, kırma kusuru sıklığında yaş ilerledikçe artış meydana geldiği gözlenmektedir. Görme taramaları, durum saptama çalışmaları niteliğinden kurtarılıp, gerekli olguların tedavisi ile ilgili olanaklar da sağlanmalıdır. Renk körlüğü olan çocuklar okul ve ailelerine bildirilerek meslek seçimi konusunda yönlendirilebilir.
KAYNAKLAR
YAZIŞMA ADRESİ:
Dr. Burhanettin IŞIKLI
Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi
Halk Sağlığı Anabilim Dalı
Meşelik, ESKİŞEHİR