İÇ HASTALIKLARI Dergisi 2012; 19: 163-167

İnternette Akıllı Tarama (PubMed, Google)

Prof. Dr. Hamdi AKAN


Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi, İç Hastalıkları Anabilim Dalı, Hematoloji Bilim Dalı, Ankara

 

Bu yazı, 07/03/2012 tarihinde TİHUDUM platformunda yapılan canlı konferansın deşifresidir.

Efendim hepinize iyi öğlenler. Ben Hamdi Akan, bugün yine Hamdi Konuşuyor’da bir bölümle karşınızdayım. Daha evvel izleyenler hatırlayacaklardır, internette akıllı tarama ile ilgili bir sunum yapmıştım ama hem bu sunum daha az kişiye ulaşmıştı hem de o sunum sırasındaki teknik sorunlar nedeniyle açıkçası bazı bölümleri izlenemez durumdaydı. Onun için bunu bugün, internette akıllı taramayı, bugün yeniden sunmak istiyorum. Bir sonraki konuşmam da 14 Mart’ta olacak ve o gün de size iPad’in niye bu kadar çok kullanıldığını, niye bu kadar yaygınlaştığını, niye bu kadar sevildiği konusunda birşeyler göstermeye çalışacağım.

İzninizle bugünkü sunumuma başlayayım. Şöyle bir senaryo üzerinden gidelim: Diyelim ki evde oturuyorsunuz ya da iş yerinde oturuyorsunuz bir telefon geldi hocadan. Dedi ki, seminer programını değiştirdik, bu cuma günü sen anlatacaksın, konun da şu. Dolayısıyla önünüzde sadece iki üç gün var ve iki üç gün içinde o semineri hazırlamak için yeterli literatüre ulaşmanız lazım ve mümkünse bu literatürleri de tam metin olarak okumanız lazım ki size o semineri hazırlayacak yeterli veri olsun. Bunu nasıl etkili bir şekilde, nasıl efektif bir şekilde yapabilirsiniz? Biraz bunu göstermek istiyorum. Öncelikle yapacağımız iş Pubmed’e gitmek olacak.

Pubmed’i biliyorsunuz, Amerikan kökenli bir, aslında hükümet tarafından sponsor edilen bir yapı. Adresi “www.pubmed.com ya da org”, hepsi aynı adrese gidiyor.

Burada normalde genelde yaptığımız iş, bildiğimiz anahtar kelimeleri kullanarak arama yapmak. Diyelim ki, konumuz da gebelik ve kansızlık olsun. Gebelik ve kansızlık anahtar kelimelerini girip de Pubmed’i taradığımız zaman görüyorsunuz karşımıza 15.000’e yakın makale çıkıyor. Şüphesiz ki bu iki üç günlük süre içinde bu kadar çok makaleyi taramak, bunların tek tek abstraktlarını okumak ya da tam metinlerini okumak mümkün değil. Dolayısıyla bunu daraltmak lazım; tabi bunu daraltmanın en etkili yöntemlerinden bir tanesi anahtar kelimelerinizi daha uygun seçmek. Ama bunu eğer yapamıyorsanız başka yöntemler olabilir. Öncelikle size kısaca boolean operatörlerden bahsetmek istiyorum. Boolean operatörler tarama yapabilmek için kullanılan basit üç tane kelime aslında. Bunlardan biri “AND”. Genellikle tarama motorları bunu doğrudan varmış gibi kabul ederler dolayısıyla bunu eklemek çok fazla gerekmez. Burada “AND”i ekledik araya yani diyoruz ki bana öyle makaleler bul ki içinde hem gebelik geçsin hem de anemi geçsin yani kansızlık geçsin. Tarayalım. Burada göreceksiniz ki demin yaptığımız tarama ile şu an “AND” koyarak yaptığımız taramada fark yok, ikisi de 14.762 tane makale var çünkü arama motoru bunu zaten otomatikman sanki “AND” varmış gibi kabul ediyor. Peki, başka ne kullanabiliriz? İkinci kullanabileceğimiz boolean operatörü ise “OR” olacaktır; yalnız bunları büyük harfle yazmak lazım yoksa operatör olduğunu anlamaz. Şimdi böyle bakalım bir de. Dikkat ederseniz bir anda inanılmaz bir rakam oldu; gebelik veya anemi dediğiniz zaman 864.000 tane neredeyse 1 milyona yakın makale çıktı karşımıza. Bunun sebebi ne? Çünkü bu “OR” kelimesini koyduğunuz zaman arama motoru, içinde gebelik geçen veya kansızlık geçen bütün makaleleri karşınıza getirir yani hepsi birlikte değil ayrı ayrı bunları görüntüler. Demek ki bu işimize yaramadı. O zaman ne yapalım? İsterseniz yine “AND”e dönelim, başa dönelim yani 14.762 tane makalemizi kullanalım ve diyelim ki sen bana gebelik ve anemileri bul, kansızlığı bul ama bazı kansızlık sebeplerini merak etmiyorum, benim seminerim için önemli değil. “NOT B12” yani B12 vitamin eksikliği ile ilgilenmiyorum. Dışarıda bırakmak istediğiniz bu tip anahtar kelimeler için kullanacağınız operatör de “NOT”. Yani “AND, OR ve NOT” olmak üzere üç tane operatörümüz var. Bakalım ne oluyor? Bu sefer göreceksiniz çok az sayıda makaleyi eksiltti. Demek ki bu konu ile ilgili, gebelikte B12 eksikliği ile ilgili çok az sayıda makale yayınlanmış. Bu pek işimize yaramadı gibi duruyor. O zaman bir tane daha dışarıda bırakalım. “NOT” bu sefer de demir eksikliği ile ilgilenmiyorsanız, gebelikteki demir eksikliği ile, “NOT iron” diyelim. Şimdi ne oldu? Eh şimdi biraz daha iyi oldu; 11.893 tane oldu ama takdir edersiniz ki yine iki gün içinde 11.000 tane makaleyi aramak, taramak mümkün değil. Demek ki başka şeyler yapmak lazım. Şimdi buradaki en etkili yöntem; dikkat edin şurada bazı butonlar, linkler var. Buradaki “Limits” yani sınırlar linkine tıklayın; karşınıza böyle bir sayfa geliyor.

Şimdi bu size çeşitli seçenekler sunuyor. İsterseniz tek tek bu seçeneklere bakalım, ne işe yarayacaklar. İlk seçeneğimiz bu yayınlara bir zaman sınırı koyuyorsunuz. Diyorsunuz ki, ben gebelik ve anemi ile ilgili içinde demir geçmeyen, B12 geçmeyen makalelerin sadece son beş yılda yayınlananlarını taramak istiyorum. Beş yıl dedik, arama motoruna bastık, Search’e. Evet, gördüğünüz gibi bir anda 15.000 tane 14.000 tane makale sayımız 1865’e indi; ama bu da çok. Biraz daha bunu isterseniz ayrıntılı yapalım. Bu arada dikkat edin her gittiğiniz aktif sınır, koyduğunuz limit, burada çıkmaya başladı. Son beş sene içinde yayınlananlar. Yine gidelim “Limits”e. Hangi tip makalelere bakmak istiyorsunuz? Ben buradan şunları seçiyorum; ben klinik araştırmalara bakmak istiyorum, meta-analiz varsa meta-analizlere bakmak istiyorum, kılavuzlara bakmak istiyorum, derlemelere bakmak istiyorum, bunları istiyorum diğerleri beni ilgilendirmiyor. Böyle bakalım; evet, gördüğünüz gibi rakam 381’e, daha giderek daha makul daha iyi bir rakama indi. Görüyorsunuz benim girdiğim seçenekler burada sıralanmaya devam edecek. Ama fazla makale kalitesinden ve çeşidinden fedakârlıkta bulunmadan acaba başka elemeler yapabilir miyiz? Tabi ki yapabiliriz. Hayvan denemeleri ilgilendirmiyorsa sizi sadece insanlarda yapılan çalışmaları merak ediyor olabilirsiniz. Yine önemli bir seçenek burada; dikkat ederseniz burada “Subsets” bölümünde dergileri konularına göre sınıflandırıyor. Diş hekimliği dergileri, kanserle ilgili dergiler. Burada genellikle tıklamamız gereken bu, “Core Clinical Journals” yani Çekirdek Klinik Dergiler. Burada kastedilen şey; impakt faktörü kuvvetli, çok fazla okunan ve çok yaygın olarak kullanılan tıp dergilerini kastediyor, ona tıkladıktan sonra bir bakalım. Evet, gördüğünüz gibi 53 tane makale kaldı elimizde. Bunlara nasıl bakabiliriz; böyle görebilirsiniz ama içinde ne var diye merak ediyorsanız tek tek bakabilirsiniz ama daha kolayı soldaki “Display Settings” kısmından özet seçeneğini abstraktla değiştirmek yani makale özetini değiştirmek, her sayfada kaç tane görmek istiyorsanız onu belirlemek.

Bunu da tıkladık ve gördük ki artık bunlar karşımıza tek tek bildirileriyle, bildiri özetleriyle birlikte gelmeye başladı. Tabi burada güzel bir şey daha var, bunların altına bakın. Bazı makalelerin altında tam metin makale yani “full text article” yazıyor.

Ama hemen sevinmemenizi öneririm. Çünkü örneğin buna tıkladığınız zaman Elsevier’in makalelerine genellikle, eğer bulunduğunuz kurum buraya üye değilse karşınıza böyle bir sayfa gelir ama bu makaleyi okumanız için mutlaka sizden bir şifre, üyelik numarası ya da o dergiye abone olduğunuzu gösteren bir giriş ister; eğer o makale herkese açık bir makale değilse. Dolayısıyla öyle bir yol bulmanız lazım ki, bizim bu 50’nin üzerindeki makale içinde hangileri acaba tüm metin karşımıza gelebilir; bunu seçip. “Limits”e dönelim. “Limits”te dikkat ederseniz burada şöyle bir bölüm var. Tam metinli makalelerin bağlantısı, bir ilk seçeceğimiz ama dediğim gibi bunların bazıları şifreli. Burada ise tam metin makalelere serbest bağlantı daha doğrusu, serbest tam metin makalelere bağlantı, bunu tıklayalım. Mesela bu arada İngilizce olanlarını da tıklayalım ki başka dillerde olanlar gelmesin karşımıza. Erkek kadın ayırımı, gebelikten bahsediyoruz, çok gerekli değil burada yapmak. Şimdi yine aramaya tıklayalım. Bu sefer karşımıza dikkat ederseniz 50’nin üzerindeki makalenin 21 tanesi geldi.

Bu 21 tane makalenin özelliği artık bunların hepsine tam metin olarak ulaşmak mümkün.

Herhangi bir tanesini seçin, zaten görüyorsunuz da burada serbest olduğunu gösteriyor, diyelim ki bunu seçtiniz, sağ tarafta tam metin olduğunu gösteren yerler var, iki ayrı yerden ulaşmak mümkün. Ben genelde “Pubmed Central”i seçiyorum çünkü burada daha iyi oluyor, daha kolay oluyor.

Evet, gördüğünüz gibi makale tam metin karşınıza geldi. Eğer böyle html formatında web sayfası formatında görmek istemiyorsanız burada PDF’ye basıp, makaleyi PDF formatında yani kastettiğimiz, dergide yayınlanan şekliyle rahatlıkla okuyabilir, print edebilir ve kullanabilirsiniz.

Gördüğünüz gibi bu limitleri kullanarak çok kısa süre içinde ulaşabileceğiniz çok sayıda ve sizin ihtiyacınızı kısa sürede giderebilecek bir yöntem saptamış olduk. Şimdi isterseniz bu senaryoyu biraz değiştirelim. Acelemiz yok yani iki gün sonra üç gün sonra ya bunu yetiştirme zorunluluğunuz yok. Bu bir proje olsun ve bu projeyi de iki yıl içinde tamamlamak durumunda olun. Ancak bu iki yıl içinde tamamlanan, iki yıllık süre içerisinde, bu aradığınız konuda pek çok sayıda yayın çıkacaktır ve siz her seferinde belli aralıklarla Pubmed’e girip bu makaleleri tek tek, acaba yeni birşey çıkmış mı diye taramak zorundasınız. Bu da hem zahmetli bir iş hem de insanların rahatlıkla unutabileceği birşey. Acaba bu işin daha tembel bir yöntemini bulabilir miyiz? Yani bunu siz yapmayın da Pubmed bunu sizin için kendisi yapsın. Bu mümkün mü? Gerçekten de “My NCBI”, şurada gördüğünüz “My NCBI” altında böyle bir hizmeti var Pubmed’in.

Çok kullanışlı birşey. Nasıl yapacağız bunu? Şimdi tarama kelimelerimiz burada belli; gebelik, anemi, B12 istemiyorum, demir istemiyorum. Bunu bir hafızaya kaydedelim; “Save Search”e bastık. Gördüğünüz gibi “Save Search”e bastığınız zaman sadece kaydetmekle kalmıyor, karşınıza “My NCBI”ın sayfası geliyor.

Buna ilk defa giriyorsanız, buraya kayıt olmanız gerekiyor. Çok basit bir kaydı var. Bir kişi ismi, bir şifre ve de bir e-mail adresi istiyor. E-mail adresini doğru verin, çünkü orayı kullanacaksınız. Şimdi daha evvel ben kaydolduğum için buralara şifremi ve kullanıcı adımı giriyorum ve karşıma burası çıkıyor. Gördüğünüz gibi bu sayfada arama kelimem burada gösteriliyor; ne arayacağım burada da gösteriliyor. Şimdi bu aşamada bunu kaydet diyorum, hafızaya al diyorum. Hafızaya alınca bir anda karşınıza, size bazı sorular soran bir sayfa çıktı. Ne soruyor? Önce size aradığınız şeyi gösteriyor; bunu mu arıyorsunuz, bunu bir kontrol edin. Sonra bununla ilgili sonuçları nereye göndereyim ben diyor, hangi e-mail adresine; bunu daha evvel girmiş durumdasınız zaten. Görüyorsunuz burada e-mail adresiniz çıkıyor. Bundan sonrası önemli esas, diyor ki; e-maille size bu konuda çıkan yeni makaleleri göndereyim mi? Hayır diyebilirsiniz ama tabi ki doğrusu ne? Evet, demek; evet, ayda bir kere; evet, haftada bir kere; evet, her gün (bu sizin merakınızla ilgili). Ayda ne günler istiyorsunuz? Ayın ilk pazartesi. Haftada bir ise hangi gün istiyorsunuz? Çarşamba günleri. Bunları seçtiğiniz zaman ve bir seferde kaç tane istiyorsunuz? Yani ben beş tane ile yetiniyorum, tek seferde beşten fazla gönderme diyorum. Peki, nasıl göndereyim; sadece başlıkları ve yazarları mı istiyorsun? Yoksa hayır ben abstrakt olarak görmek istiyorum bunları diyorsun. Ve “Save”e bastığınız zaman artık sizi bu sistemin içine kaydediyor. Artık bu taramaya eklenen yeni makaleler geldiği zaman Pubmed’de yayınlandığı zaman size hiç sormadan bu yeni makaleleri e-mailinize belli sıklıklarla gönderiyor. Dolayısıyla sizin bir daha Pubmed’e geri dönüp de bunları tarayıp da ne olduğunu bulmanıza hiçbir gerek yok. Pubmed’in daha akılcı kullanımı yolunda bu yaklaşımları, bu olanakları kullanmak gerçekten çok etkili olabiliyor. Şimdi isterseniz Pubmed’den çıkalım. Size buna benzer başka bir hizmet göstermek istiyorum. Aradığınız konu Pubmed dışında da yayınlanan konu olabilir, daha sosyal içerikli bir konu olabilir. Dolayısıyla siz bu konu ile ilgili sadece tıbbi makaleleri değil, gündelik hayatta yayınlanan şeyleri de isteyebilirsiniz. Bunun için de tabi ki, gebelik ve anemi konusunu tarayabileceğiniz en iyi ortam, Google olacaktır. Google’ın da bu konuda özel bir hizmeti var size. Bu hizmete ulaşabilmek için kullanacağınız adres şu: www.google.com/alerts.

/alerts’e girdiğiniz zaman karşınıza, demin aslında Pubmed’de gördüğümüze benzer bir sayfa çıkıyor. Ne arayacaksınız diye soruyor.

Yine biz gebelik ve anemiyi girdik, bunu arayacağız. Peki diyor bununla ilgili ne görmek istersin yani Google’a gelen ne tip haberleri görmek istersin? Bununla ilgili haberleri mi görmek istersin? Blog sayfalarını mı görmek istersin? Videoları mı görmek istersin? Bu konuda tartışmaları mı, bu konuda kitapları mı görmek istersin? Bunların içinden istediğinizi seçebilirsiniz ya da diyorsanız ki ben bununla ilgili herşeyi görmek istiyorum, herşeyin gelmesini istiyorum; herşey. Ne sıklıkta göndereyim diye soruyor. Haberler çıkar çıkmaz mı göndereyim? diye soruyor. Yalnızca en iyi hitleri gönder, en iyi sonuçları gönder, içinde gebelik ve anemi geçen herşeyi gönder diyorum. Nereye göndereyim? Buraya e-mail adresinizi yazıyorsunuz ve sonuçta alert oluştur dediğiniz zaman artık size bir doğrulama e-maili gönderir ve bunu onayladıktan sonra size belli aralıklarla Google’dan aradığınız konuyla ilgili ne istiyorsanız gönderiyor, gösteriyor.

Tabi ki ileride proje bittiği zaman buna ihtiyacınız olmayacağı için, yine google.com/alerts’e girerek bunu iptal edebilirsiniz rahatlıkla. İstediğiniz sayıda alert, dört tane, beş tane, altı tane, sadece tıbbi konularda değil, mesela ben kahve ile ilgilendiğim için kahve ile ilgili alert, örneğin briç oynamakla ilgili (eğer ilgileniyorsanız) bir alert oluşturabilirsiniz. Pek çok konuda alertler oluşturduğunuz zaman Google’da aynen Pubmed’de olduğu gibi size, direkt ayağınıza gelir. Aslında Google’ın taramalarında kullanacak çok sayıda araç var, ileride daha sonraki konuşmalarda size Google’da etkili tarama alert dışında etkili tarama yapmak için nasıl şeyler kullanabilirsiniz bunlar hakkında da bilgi vermek istiyorum. Benim size bugün bu konuda sunacağım şeyler bu kadar. Eğer sorunuz varsa sorularınız almak isterim. Ama zannediyorum açıklayıcı oldu. Daha sonra da bunu web sitesinden takip ederek, tekrar bakarak bir daha üzerinden geçme şansınız olacak. Herkese teşekkür ediyorum. İsterseniz soru, tahmin ediyorum soru olmayacak her halde. Evet, ben de teşekkür ediyorum, sağ olun. Bir yarışma sorumuz var. Yarışma sorumuzu doğru bilene küçük bir hediyemiz olacak sonunda. Hepinize başarılar diliyorum. Sayın Yrd. Doç. Dr. Çiğdem Kader kazanan, kendisini tebrik ediyorum. Bir sonra ki Hamdi Konuşuyor’da görüşmek üzere, hepinize iyi öğleden sonraları diliyorum.

Yazışma Adresi:

Prof. Dr. Hamdi AKAN

Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi,

İç Hastalıkları Anabilim Dalı,

Hematoloji Bilim Dalı,

Cebeci, ANKARA

E-posta: hamdiakan@gmail.com

Yazdır